ANASAYFA       HAKKIMIZDA       ÇİNİ VE KÜTAHYA       UYGULAMALAR      KOLEKSİYONLAR       İLETİŞİM    
   
 

   
   ABAJURLAR
   AYAKLAR RAFLAR MESNETLER
   AYNALAR
   BAHARATLIKLAR
   BALIKLAR
   BAYKUŞLAR
   BİBLOLAR
   BOYALAR
   ÇAMURLAR
   ÇAYDANLIKLAR DEMLİKLER
   ÇEŞMİ BÜLBÜL
   DEKORLU ÜRÜNLER
   DİĞER ÜRÜNLER
   FIRÇALAR
   FIRINLAR
   GÜLEPDANLAR
   GÜVEÇLER
   KANDİLLER
   HAMMADDELER
   HEYKELLER
   İSİMLİKLER
   KEDİLER
   KAFTANLAR
   KALIPLAR
   KAROLAR
   KASELER
   KAVANOZLAR
   KOLEKSİYON ÜRÜNLER
   KUŞLAR
   KUTULAR PLAKETLER
   KÜLLÜKLER
Çini içi ve dışı veya tek yüzü sırlı, sıraltı boyalarıyla dekore edilerek geleneksel motiflerle süslenişi seçili malzemeyle yapılmış olan, mimariye bağlı olarak gelişen bir sanat türüdür. Çiniden seçili malzemeler yapılmış olması, Selçuklu kaynaklarında çininin bir iksir olduğu şeklinde vurgulanmaktadır.

Çini kelimesinin ‘i’ ilgi harfiyle türetilmiş olması ilk bakışta çiniciliğin Çin’den geldiği kanısını uyandırmaktadır. Ancak çiniciliğin Türklere özgü bir sanat olduğu sanat tarihi uzmanlarınca kabul edilmektedir.

Çinicilik çok eski tarihlere, Asurlular zamanına kadar dayanan bir doğu sanatıdır. Antik çağda Mısır, Mezopotamya, İran ve Girit kültürlerinde mimari bezeme öğesi olarak çini kullanılmıştır. Mimaride M.Ö.3000 yılında, İslam mimarisinde ise 9.yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır.

İlk olarak Türkler, Orta Asya’da çini imal etmişlerdir. Orta Asya’da bulunan Kaşan şehri sebebiyle Kaşi diye adlandırılan çinilere ilişkin bu şehirde, Turfan, Aşkar ve Koça bölgelerinde yapılan kazılarda bulunan fırın artıkları ve parça çiniler, Türklerin çok eski devirlerde, 8.yüzyıldan önce çiniyi bir sanat dalı olarak ele aldıklarını gösteren verileri barındırmaktadır.

Mimaride kullanılan çiniye 18. yüzyıla kadar “Kaşi”, çini eşyaya (tabak, vazo, kase vb.) de “Evani” (kapkacak) adı verilmiştir. O dönemde Çin’den ithal edilen porselenlerin ün kazanmalarından ötürü, Türk yapısı “Kaşi” ye, kalitesinin yüksekliğini vurgulamak için “Çini” denmeye başlanmıştır.

Selçuklular’ın 1071'de Bizanslılar`ı yenmesinden sonra Anadolu, hem Selçuklular hem de çiniler için yeni bir vatan olmuştur. Bu topraklardaki çini sanatı, 13. yüzyılda Selçuklu mimarisinin doruğa ulaştığı dönemde gelişmiş ve buna bağlı olarak da pek çok camii, medrese, türbe ve saray duvarları çinilerle bezenmiştir. başlıca turkuaz, kobalt ve mor renklerin kullanıldığı geometrik desenli çini ve çinimozaikler iç mekanlarda tercih edilirken, dışta da sırlı veya sırsız tuğlalar kullanılmıştır. Figürlü sanat eserlerini kullanmaktan çekinmeyen Selçuklu sanatkarlar özellikle hayvan tasvirlerinde çok başarılı olmuşlardır.

14. yüzyılda Anadolu Çini sanatı Osmanlılar ile birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Özellikle 15 ve 17. yüzyıllar arasında İznik, önemli bir çini ve seramik üretim merkezi haline gelmiştir. Burada üretilen çiniler başkent İstanbul’daki saray duvarlarını süslemiştir.

Çeşitli tekniklerle zenginleşen bu süsleme sanatı, hep mimariye bağlı kalmış, onun üstünlüğünü ezmemiş, ama renkli bir atmosfer yaratarak mekan etkisini arttırmıştır. Anadolu Selçukluları ile çok yaygın ve çeşitli tipteki mimari yapıtlar üzerinde büyük bir gelişme göstererek varlığını günümüze kadar sürdüren çinisüslemesinde, her dönem, bir önceki dönemin teknik üstünlüğünü sürdürmekle birlikte yeni teknik buluş ve renklerle bu sanatı zenginleştirmiştir. Örneğin Selçuklu çinileri kare, dikdörtgen veya altıgen şeklilerinde hazırlanıp, yüzlerinde mavi lacivert, toprak sarısı, turkuvaz, siyah, kahverengi gibi sırla karıştırılmış renklerle boyanıp pişirilmiş olup, alçı veya horasan harç üzerinde aplike edilmiş, mozaik şeklinde yapılmış süslemelerdir.

   
   LALELER
   LAVABOLAR
   MAGNETLER
   MAŞRAPA KUPA BARDAKLAR
   MUMLUKLAR GAZ LAMBALARI    ŞAMDANLAR
   MÜCEVHER KUTULARI
   NARLAR
   NİHALELER
   PEÇETELİKLER
   PLAKALAR
   PROMOSYON ÜRÜNLER
   SAATLER
   SAKSILAR
   SARF MALZEMELER
   SEMAZENLER
   SIRLAR
   SÜRAHİLER VE GÖZYAŞLARI
   ŞEKERLİKLER & MEYVALIKLAR
   ŞİŞELER YAĞDANLIKLAR
   TABAKLAR
   TAKILAR
   TEPSİLER
   TOPLAR
   VAZOLAR
 

     
  Osmangazi Mah. Hafız Mehmet Efendi Sk. B Blok No:1A | KÜTAHYA
  Site içerisinde yer alan görsel içerik ve yazılı materyaller Emek Çini tarafından sağlanmıştır.
  0 545 274 36 35
  İzinsiz kullanılamaz. Kaynak gösterilerek iktibas edilemez.
  zafer-emek@hotmail.com
  Her hakkı saklıdır.
  www.emekciniseramik.com - www.emekcini.com
  Copyright © 2018
     
   
     
ANASAYFA       HAKKIMIZDA       ÇİNİ VE KÜTAHYA       UYGULAMALAR      KOLEKSİYONLAR       İLETİŞİM